Adam çok aşıktı, birlikte çok mutlulardı; bir süre…
Bir gün ne oldu bilinmez kadın gitmeye karar verdi, adam gitmesini hiç istemedi ama ne yapılabilir ki yola düşene, yolundan çekilmekten başka…
Adam hüzünlere sarıldı, hüzünler aldılar avuçlarına adamı, her saniye biraz daha sıktılar yumruklarını, adam ağladı, ağladı, çok ağladı…
Yeni kararlar aldı adam, gözyaşlarını durdurmak için hayallere daldı, tüm hayatı gibi yanlış hayallerde buldu kendini, kadının hep geri döndüğü hayallerde…
Yıllarca hayallerde yaşadı adam, hiç çıkamadı o fasit daireden, o kısır sarmalda döndü durdu, o hayallerinde loşluğunda daldı uykulara.
O kadar çok hayal kurdu ki adam, artık kadın geri dönse bile o hayallerdeki kadar güzel olamazdı hiçbir şey…
“Asla çıkıp gelmesen de
Gözyaşlarım hep aksa
O bembeyaz bulutlar
Eski bir anı olsa…
Ne olur hiç gelmesen
Ve ben hep hayal kursam
Hayalinin loşluğunda
Uyuyakalsam…”
Yorum Gönder